Tanzimat Edebiyatında Gazetecilik

tanzimat döneminde gazetecilik
edebiyat akademi youtube kanalı

TANZİMAT EDEBİYATINDA GAZETECİLİK

Gazete her gün bir toplumdan, bir sorun hakkında fikir ve görüşlere sahip, ikinci bir toplum çıkaracak güçte bir yayın organıdır. Gazete sayfalarında her an milyonlarca insan fikir alışverişi yapmaktadır. Bu insanlar her an bir nevi toplantı halindedirler. Tanzimat Döneminde gazetecilik

Demokratik toplumların hayatında çok önemli bir yere sahip olan fikirler yayın organları acılığıyla yayılırlar. Fikir özgürlüğü, kişilerin çeşitli yollarla fikirlerini savunabilmesi için önemli bir olgudur. İnsanlar böylece en doğru fikre ulaşabilirler. İşte bunu sağlayan en yaygın ve etkili araç gazetedir. Gazete; tüm dünyadaki olayları güncel olarak insanlara bildirir. Haberlerin yorumlanması yoluyla halkın ufkunu genişletir.

Türk edebiyatına Tanzimat Dönemi’nde gelen gazete, Türk edebiyatının yepyeni bir döneme girmesine vesile olur. Makale, fıkra, haber, röportaj, sohbet, mülakat, şiir, inceleme, eleştiri, deneme, hikaye ve roman gibi edebi türlerin gelişmesinde gazeteciliğin etkisi çok büyüktür. Tanzimat gazeteciliği Osmanlı halkının dünya görüşüyle beraber Türk edebiyatını da değiştirir. Çünkü gazete insanların günlük yaşantılarını etkilemiştir. Bu dönemde gazeteler, yeni dünyaya açılan kapılardır. Eski yaşamın rutine binmiş ve tekdüzeleşmiş tüm varlıkları gazeteciliğin de etkisiyle Tanzimat sonrasında dinamikleşmiş ve değişim rüzgarına kapılmıştır. Tanzimat Döneminde gazetecilik

Tanzimat sanatçılarının hemen hepsi gazetecilik ve dergicilikle ilgilenmişlerdir. Çünkü onlar kendilerini halka anlatmak istemektedirler. Bu dönemde edebiyat konusundaki yazılar ilk önce gazetelerde yayımlanmışlardır. Çünkü henüz edebiyat dergileri kültürümüzde yer almamaktadır. Bu yüzden Tanzimat Dönemi’nde Şinasi, Namık Kemal, Ziya Paşa, Ahmed Midhat, Ahmet Vefik, Ebuzziya Tevfik ve Recaizade Mahmud Ekrem gibi sanatçılar gazetecilikle edebiyatı kaynaştırmışlardır.

Takvim-i Vakayi(1831)

Türkiye’de çıkarılan ilk Türkçe gazete, 1831 yılında devlet tarafından resmi olarak çıkarılan “Takvim-i Vakayî”dir. II. Mahmut zamanında yayın hayatına başladı. Haftalık olarak çıkarıldı. Ermenice, Arapça, Farsça, Fransızca, Rumca baskıları yapıldı. Takvim-i Vakayî de, resmi ilanlar ve gayrı remi duyurular dışında iç ve dış gelişmelere ilişkin haberler de basıldı. Ayrıca bu gazete geçmişten gelen “vakanüvis” tarihçiliğini devam ettirmek görevini de üstlendi.

II. Abadülhamit devrinin büyük bir kısmında yayınlandı. İlk yayın kesintisi 1878 yılında oldu. 1891 ‘de yeniden çıkmaya başladı ve bir yıl sonra tekrar basımı durdu. 1908 jön Türkler sonrası yeniden yayın hayatına girdi. Cumhuriyet kurulduktan sonra Takvim-i Vakayi’nin görevini “Resmi Gazete” aldı.

Ceride-i Havadis(1840)

Ülkemizdeki ikinci Türkçe gazete ise yarı resmi nitelikte olan ve William Churchill tarafından 1840’ta çıkarılan “Ceride-i Havadis” gazetesidir. Devletten teşvik yardımı aldığı için gazete yarı resmi bir kimliğe sahip olmuştur. Tanzimat Döneminde gazetecilik

Gazetede çeşitli ilanlara yer verilmiştir. Ayrıca ilk ölüm ilanları bu gazetede yer almıştır. Kırım  Savaşı’na savaş muhabirlerini de göndererek döneminde  uluslararası haberciliğe öncü olmuştur. 1864 yılında kapanmıştır.

Tercüman-ı Ahval (1860)

Türkiye’de özel basın ilk defa gazete ile 1860’lı yıllara doğru varlık göstermiştir. 1860 yılında ilk özel Türkçe gazete olan “Tercüman-ı Ahval”, Agah Efendi ve Şinasi tarafından yayın hayatına geçirilmiştir.

Ceride-i Havadis ile rekabete girmiştir. Ahmet Vefik Paşa, Ziya Paşa, Refik Bey’in sık sık bu gazetede yazıları yer aldı. Bu yazılarda Osmanlı toplumunun geri kalma nedenleri ve ülkede olup bitenler tartışılıyordu.

Ayrıca edebi eserlerin de yayımlandığı gazetede batılı anlamda ilk Türkçe oyun olan ” Şair Evlenmesi” de dizi olarak yayınlanmıştı. Gazete, Ziya Paşa’nın kaleme aldığı sanılan ve eğitim sistemine sert eleştirilerde bulunan yazı yüzünden Mayıs 1861’de iki hafta süreyle kapatıldı. Bu olay Türk basınında yayın durdurmanın ilk örneği oldu.Tercüman-ı Ahval 1866 da kapatıldı.

Tasvir-i Efkar (1862)

Bu gazeteyi 1862 yılında Şinasi’nin tek başına çıkardığı ve onun yurt dışına gitmesinden sonra Namık Kemal’in devam ettirdiği “Tasvir-i Efkar” gazetesi takip etmiştir.

Gazete Birinci Dünya Savaşı sırasında çoğu kez sansüre uğradı. Mustafa Kemal’in Çanakkale cephesindeki başarıları hakkında övücü yazılar yayımlamıştır ve sansür tehlikesine rağmen  Mustafa Kemal’in resmini yayımlamıştır. Kapatılmalarda adı değiştirilerek tekrar basılmıştır. 1925’te İstiklal Mahkemesi’nce kapatıldı.

Muhbir (1866)

1866’da Ali Suavî’nin çıkardığı “Muhbir” hükumeti sert bir dille eleştirdiği için kapatılmıştır.

Ayine-i Vatan (1866)

İlk resimli gazetedir. Kapatıldıktan sonra “İstanbul” adıyla yeniden çıkarılmıştır.

Terakki Gazetesi (1868)

Ali Raşit ve Filip Efendi tarafından çıkarılmıştır. Haftada bir kadınlara özel gazete çıkarmıştır. Yine haftalık mizah nüshası da vardır.

Mümeyyiz Gazetesi(1869)

Sahibi Sıtkı Efendi’dir. En önemli özelliği çocuklara ait nüshasının olmasıdır.Çocuklara Batılı anlamda eğitim vermeyi amaçlamıştır.

İbret Gazetesi(1870)

1872’de Namık Kemal’in başyazarlığını yaptığı “İbret”, N. Kemal’in yazıları ile birlikte ilgi görmeye başlamıştır. yine N. Kemal yüzünden kapatılmıştır. Sebebi de yazarın “Vatan yahut Silistre” adlı oyunudur.

Tercüman-ı Hakikat (1878)

Ahmet Mithat Efendi’nin başarılı kalemi ve ciddi habercilik anlayışı sayesinde döneminin en uzun ömürlü gazetesi olmuştur. Ahmet Mithat bu gazeteye damadı Muallim Naci’nin idare edeceği edebi ilave verdi. Bu gazetede telif romanlar tefrika edildi. 150′ den fazla roman ve ilmi kitap yayınlandı. O dönemde on dört ciltlik Avrupa Tarihi ve üç ciltlik Dünya Tarihi serileri yayımlandı ve halk tarafından ilgiyle okundu.

1867’de Namık Kemal ve Ziya Paşa’nın çıkardığı “Hürriyet” , 1873’te Ebuzziya Tevfik’in çıkardığı “Hadika”, 1875’te Vakit, 1876’da Şemsettin Sami’nin çıkardığı “Sabah”, 1886’da Mizancı Murat’ın çıkardığı “Mizan”, 1894’te Ahmet Cevdet tarafından çıkarılan “İkdam” gazeteleri Tanzimat Dönemi’nin gazeteleri arasında yerini almıştır.

Batı medeniyeti hayranlığına kapılmış genç ve aydın bir nesil tarafından çıkarılan bu gazetelerde aydınlar tam bir idealist psikolojiyle hükumetin karşısına dikilmişlerdir. Onlar çağdaşlaşma yolunda devletin attığı ağır adımları şiddetle eleştirerek temponun hızlandırılması gerektiğini söylerler.  Bu konudaki çalışmalara öncelik verilmesini, meşrutiyetin ilan edilmesini, bir millet meclisinin açılmasını, hükumetin faaliyetlerinin bu meclisin kontrolü altına alınmasını ve ülkenin üzerindeki siyasi baskının kaldırılmasını isterler. Böylece teşkilatlı olmamakla beraber, ülkede siyasi bir muhalefetin kurulmasına ve bir kamuoyu oluşturulmasına hızla başlanmıştır. Basının bu tutumuna karşılık, hükumet sansür yoluna giderek, matbaalar ve  gazeteleri sıkı kontrol altına almaya başlamıştır.

1864’te  “Matbuat Nizamnamesi” düzenlenmiştir. Nizamname ile birlikte daha önce kurulan Babıali Tercüme Odası  ve Matbuat müdürlüğü gibi kurumlara yeni görevler verildi. Yazıları kontrol etmek ve hükumet ve ülke aleyhinde bulunan yayınlara engel olmak, aykırı davrananlara para ve hapis cezası vermek bu kurumların görevi oldu. Bunun sonucunda da bir çok aydın Avrupa’ya kaçmış ve Avrupa’da Osmanlı aleyhtarı bir dış basın doğmuştur. Tanzimat Döneminde gazetecilik

Tanzimat devrindeki Türk gazeteciliğinin hizmeti siyasi veya sosyal alanlardaki çağdaşlaşmaya yaptığı katkılarla bitmez. Genel çağdaşlaşma hareketinin dışında Türk edebiyatının eskimiş yapısından sıyrılarak çağdaşlaşmasına ve bir çok edebi türün gazete kanalıyla Türk edebiyatına yerleşmesine yardımcı olmuştur.

Tanzimat Döneminde Edebi Tenkit

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir