Tanzimat Edebiyatında Edebi Tenkit

tanzimat döneminde edebi tenkit eleştiri

TANZİMAT EDEBİYATINDA EDEBİ TENKİT (ELEŞTİRİ)

Edebiyatımızda Batılı anlamda edebi tenkit, Tanzimat’ın ilanından sonra başlamıştır. Tanzimat’tan önceki edebi tenkide benzer yazılar Doğu edebiyatının sadece yazı tekniğinden söz ederler. Bunlar da çoğunlukla Arap ve İran edebiyatlarının kuralları hakkında bu dillerde daha önceden yazılmış kitaplardan çevrilmiştir. Tanzimat Döneminde Edebi tenkit

Batı tarzında bir Türk edebiyatı oluşturulmaya başlanınca çözülmesi gereken bazı önemli sorunlarla karşılaşıldı. Bu nedenle edebiyatımızda bir düşünme, açıklama ve eleştiri dönemi de başladı. 1860’tan sonra Batı kültürü ile temasa geçen ve Türk edebiyatını modernleştirmeye çalışan aydınların açıklayıp anlatmak ve halkı inandırmak zorunda hissettikleri ilk konu, divan edebiyatının artık ortadan kalkması gerektiğiydi. Onlara göre bu edebiyat, son derecede kuralcı, sanatçının kişiliğini bozan, söz oyunlarına dayanan bir edebiyattı Ayrıca duyguları ve hayalleri anlatmak için kullanılan ifade unsurları da kalıplaşmış,hayatla ve gerçekle ilgisiz, devrini tamamlamış bir edebiyattı. Bu durumu ile artık tarihe karışmak ve yerini çağdaş bir edebiyata terk etmek zorunda idi. Tanzimat Döneminde eleştiri

Yeni başlayan bu edebiyatı insanların benimsemelerini sağlamak için, önce onları divan edebiyatından uzaklaştırmak gerekiyordu. Bundan dolayı Tanzimat’ın ilk dönem edebiyatında eleştiri okları divan edebiyatının temel özellikleri üzerinde toplanır. Fransız edebiyatı ile temaslar arttıkça bu edebiyattan çevrilen eserler ve onların yazarları hakkında bazı inceleme ve tenkitler de görülmeye başlamıştır. Ayrıca, Batılı edebi türler ve akımlar üzerinde de zaman zaman tartışmalar yapılmıştır. Tanzimat Döneminde Edebi tenkit

Tanzimat edebiyatında edebi tenkit ilk dönemde Ziya Paşa ve Namık Kemal tarafından yönetilmiştir. Bu sanatçılar kimi yazılarını yüzyıllardır süregelen divan edebiyatı alışkanlığını değiştirmek için, kimi yazılarını da yeni edebiyatın temel özelliklerini açıklamak için yazmışlardır. Bu yazılarında ayrıca Batı edebiyatı hakkında bilgiler de vermekteydiler.

Modern, yeni bir edebiyatın kurulabilmesi için eski edebiyatın ortadan kalkması gerektiği ilkesiyle hareket eden Ziya Paşa, “Şiir ve İnşa” makalesinde divan edebiyatını “gayr-i milli (ulusal olmayan)” ve yapay olmakla eleştirir. Gerçek ve milli edebiyatın halk edebiyatı olduğunu iddia eder. Ancak kendisi de eski edebiyat kültürü ile yetişmiş bir insan olduğu için daha sonra “Harabat” isimli eserinde divan edebiyatına yönelir. Namık Kemal ise inkılapçı kişiliğiyle, kendi zevk ve alışkanlıklarını bir yana bırakarak divan edebiyatına karşı eleştirilerini her zaman dile getirir. “Tahrib-i Harabat” ve “Takip” adlı eserleri ve 1866’da Tasvir-i Efkar’da çıkan “Lisan-ı Osmanî Hakkında Bazı Mülahazatı Şamildir” isimli makalesinde divan edebiyatına şiddetle karşı çıkar. “Mukaddeme-i Celal”, “Bahar-ı Daniş Tercümesi” ve “İntibah’ın Önsözü” gibi eserlerinde de yeni edebiyat hakkındaki görüşlerini dile getirir. Tanzimat Döneminde Edebi tenkit

Tanzimat döneminde tartışılan konulardan biri de yeni edebiyatın dilidir. Tanzimat’ın birinci dönem sanatçıları edebiyat dilinin halk diline yaklaşması gerektiğini savunmuş ve bu konuda da gayret sarf etmişlerdir. Şinasi’nin Tercüman-i Ahval ve Tasvir-i Efkar gazetelerinin ilk sayılarına yazdığı ön sözlerle, Ziya Paşa ve Namık Kemal’in makale ve eserleri bu mesele hakkındaki görüşlerini de belirler. İkinci dönem sanatçıları ise dil konusunda daha bireysel ve sanatsal kaygılarla edebiyat dilinin halk dilinden ayrılması gerektiğini iddia etmişlerdir. Eserlerinde sanatlı, süslü ve halk dilinden uzak bir edebiyat dili kullanmışlardır. Tanzimat Döneminde Edebi tenkit

Tanzimat edebiyatının ikinci devrinde, özellikle 1880 – 1886 yılları edebi tartışmalar bakımından çok hareketlidir. Ahmed Mithat – İsmail Hakkı ve Beşir Fuad – Nabizade Nazım ikilileri arasında roman üzerine yapılan tartışmalardan başka, eski ve yeni edebiyat üzerindeki mücadele de aynı tarihlerde en şiddetli safhasına girmiştir. Bu safhanın en gürültülü çatışması ise Recaizade Mahmut Ekrem ile Muallim Naci arasında şiir ve nazım tekniği üzerine yapılan ve ancak hükümetin araya girmesi ile kapanmış olan tartışmadır (1886). Muallim Naci, Recaizade’nin tenkitlerini yayımladığı “Zemzeme”lerine Saadet gazetesinde yayımladığı”Demdeme”leriyle cevap vermiştir. Naci’nin eski yazı kaidelerine dayanan ve yalnız dil bilgisi ve söz dizimi yanlışlıklarını belirten basit tenkit yönteminin yanında, Ekrem, tamamıyla Batılı bir yönteme sahiptir. Tanzimat Döneminde eleştiri

Bu dönemde kaleme alınmış olup, edebiyat bilgi ve teorileri halkında bilgi veren başka önemli eserler de vardır. Bunların önemlileri aşağıdakilerdir.

Muallim Naci

  • Istılahat-ı Edebiyye: Edebi kurallar, terimler ve şekiller hakkında bilgi verir.
  • Yazmış Bulundum: Naci’nin bazı makalelerini barındırır.
  • Muallim: Tercüman-ı Hakikat’in edebi sütununda genç şairlerin gönderdikleri şiirleri Muallim imzası ile düzelttiği yazılarının toplandığı eserdir.

Recaizade Mahmut Ekrem

  • Talim-i Edebiyat: Ekrem’in Batı edebiyatı kurallarından hareket ederek yazdığı ve modern edebiyat bilgilerini içeren “” bu devirde Batılı Türk edebiyatının kurallarını açıklayan en önemli eserdir.
  • III. Zemzeme’nin önsözü
  • Takdir-i Elhan
  • Pejmürde’deki bazı parçalar
  • Takrizat

Bu durumu ile Tanzimat Edebiyatında tenkit daha çok Doğu ve Batı edebiyatlarının mücadelesini eksen alan, divan edebiyatı için yıkıcı ve Batılı Türk edebiyatı için ise yapıcı bir karakter göstermektedir. Tanzimat Döneminde eleştiri

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir