BEYOĞLU’NDA (20)
Buruşmuş zamandır;
Balicilerin
Ellerine teslim ettiği,
Yitik yaşamları süründürür,
İstiklal Caddesi’nin
Kaldırımlarında.
Çırılçıplak fotoğraf karesinde,
Titremektedir Tünel.
Mazi
Kocaman bir engel.
Umut yok,
Gün ışığına hasret,
Can çekişmekte teselliler.
Bir senfoniyi çağrıştırıyor
Karışık naralar,
Loş ara sokaklarda.
Sirke bağlamıştır
Umutsuzluklar,
Kaybolmuş aşkların saçlarında.
Haçopulos Pasajı;
Hâla,
İçimden atamadığım
Yaşantımın bir bölümü.
Nasıl olur da göze alırsın,
Göz göre göre ölümü.
Galatasaray Meydanı;
Akraba mısınız
Yoksa asker arkadaşı mı?
Hep birbirinizin sırdaşı.
Karşında dimdik duruyor
Çiçek Pasajı.
Beklemez artık
Çilli Sevdiğim;
Fransız Konsolosluğunun önünde.
Geçip, gitti bahar mevsimi.
Ne yapacak
Bu saatten sonra,
Deformeli yüzümle beni.
Saatler senin cebinde,
Es, gürle, yağdır.
Üstüne üstlük
Bağırttır.
Canlı müzikli barda
Şarkı mırıldanan
Cilveli kız;
Seni gördükçe,
Eriyor bu küflü ömür
Cızz-bızz…
Dursun TOMBUL