Divan şiirinde rind ve zahid portreleri, klasik Türk edebiyatının en çarpıcı ve en çok işlenen temalarından biridir. Şairler bu iki zıt karakteri derin bir biçimde işlemişlerdir. Şiirlerde bu karakterlerin her biri farklı yaşam felsefelerini ve sosyal duruşları temsil etmiştir.
Rind’in Portresi
Rind, divan şiirinde özgür ruhlu, kurallara bağlı kalmayan, aşka ve içkiye düşkün kişiyi ifade eder. Farsça kökenli bir kelime olan rind, zamanla İran edebiyatı üzerinden Türk şiirine geçmiş ve burada özgün bir anlam kazanmıştır. Ömer Hayyam ve Hafız gibi şairler, rindliğin büyük temsilcileri olarak kabul edilirler. Rind, tasavvufi bir anlamda, dünyevi bağlardan sıyrılarak yalnızca Allah’a yönelmeyi ve her türlü hevesten (mâsivâ) arınmayı amaçlar. Şarabın, meyhanenin ve aşkın simgelerle yoğun bir şekilde betimlendiği rind karakteri, divan şiiri için adeta bir özgürlük sembolüdür. İçki içmeyen şairlerin bile zaman zaman meyhaneden ve içkiden bahsetmeleri, rindâne bir hayat sürdüklerini vurgulamak için bir araçtır.
Zahid’in Portresi
Zahid ise zühd sahibi, dünyevi zevklerden kaçınan, dini vecibelerine sıkı sıkıya bağlı kişiyi tanımlar. Zahid figürü divan şiirinde genellikle olumsuz bir karakterdir. Zahid, eserlerde dini kuralcı bir yaklaşımla eleştiri konusudur; şekilci, yüzeysel ve samimiyetsiz bir inanç anlayışına sahiptir. Şairler, zahidin dışa dönük dindarlığını, içsel bir anlayış ve samimiyetle hareket eden rind ile karşılaştırarak eleştirirler. Zahid, riyakâr, mal ve mülk peşinde koşan biri olarak betimlenirken, rind gönül zenginliği ve içsel derinlikle öne çıkar.
Şiirlerdeki Karşılaştırmalar
Divan şiirinde rind ve zahid karşıtlığı, aşk, içki, meyhane gibi temalar üzerinden işlenir. Rind, meyhaneyi yurt edinirken, zahid mescidi tercih eder; rind elinde kadeh, zahid elinde tespih tutar. Rind giyimine kuşamına dikkat etmezken, zahid sakalı ve sarığıyla dikkat çeker. Bu karşıtlık, aynı zamanda tasavvufi bir alegori olarak da işlenir. Rind, batıni anlamda hakikate ulaşmaya çalışan, serbest ruhlu derviştir. Zahid ise zahirde kalan, şekilci uygulamalara bağlı kalan müridi simgeler.
Rind ve zahid figürlerine, Nedim, Fuzûlî, Baki, Nef’i gibi şairlerin eserlerinde sıkça rastlanır. Bu şairler, rindliği özgürlük ve samimiyetle, zahidliği ise ikiyüzlülük ve sığlıkla ilişkilendirirler. Rindin hayat felsefesi, divan şiirinde bir mazmun olarak ele alınırken, zahidlik genellikle eleştiri odağı olmuştur. Bu karşıtlık, şairlerin eserlerinde derinlemesine bir şekilde işlenerek divan şiirinin temel taşlarından birini oluşturur.